12 Ekim 2017 Perşembe

'İÇİM ÜŞÜYOR, ÖLÜYORUM'

Bazen duygular ağır gelir, hem de çok ağır. Her anı yaralarına yorarsın, bir gülüş, bir bakış herhangi bir şey her şeyi çağrıştırabilir sana. Gördüğün her karşı cins sevdiğini yanından alabilecekmiş gibi gelir, başkasına dokunduğunu, konuştuğunu, oturduğunu düşündükçe başına ağrılar girer. Her nerede olursan ol, ufak bir an yeter. Sinemada filmin herhangi bir karesi milyonlarca anlama gelebilir. Bedenin duygularının altında ezilmeye başlar, zihnin bulanıklaşır. Ya şimdi? Şimdi ne yapıyor? Ya sonra, ne yapacak? Acı çekecek miyim yoksa bütün acılarım zamanla sona erecek mi? Ya bu düşünceler? Beynimi kemiren, vücudumu içten içe tüketen bu düşünceler... Kendi kendine savaş verirsin, içinde. Kimse duymaz, kimse bilmez. Bazen bir iki damla yaş akar gözlerinden sessizce. 'Ölür müyüm kalır mıyım bilemiyorum.' Ordan oraya savrulmuş bu düşüncelerim, hırpalanmış bedenim... Saçlarım bile yorgun düştü. Parmak uçlarıma kadar yorgunum, saç diplerime kadar acı doluyum. Beni ben yapan bu duyguları istemiyorum. Nasıl yapıyorsunuz? Nasıl başarıyorsunuz hiç bir şey hissetmiyormuş gibi davranmayı? Göz yaşları içinde uyuduğum her gecenin sabahında 'Bugün iyi olucam' dedikçe kendime, her gece daha fazla ıslanıyor baş koyduğum bu yastık. Yalnızlığıma sarıldığım zamanlar o kadar derin bir yara ki içimde. İlk gördüğüm insanın kollarına koşasım geliyor, yapamıyorum. Gördüğüm insan, görmeyi istediğim insan olmayınca olmuyor işte. Ben böyleyim. Kalbimde hala biri varsa başka biriyle konuşmak bana aldatmak gibi geliyor ve evet aldatmak.  Tek kelime edemiyorum kimseye, sol tarafımdaki ağırlık bana engel oluyor.
Duygular sarıyor dört bir yanımı. Anlamlı, anlamsız, acı veren duygular. Mutluluk kol mesafemde sanki ama ben ulaşmak için kolumu uzattıkça daha da uzağa gidiyor. Uzaklara, çok uzaklara... 
Bu duygu karmaşası içinde kaybolmamak elde değil. 4 mevsimi bir günde yaşamak fakat en çokta sonbaharı yaşamak... Sanırım tek mevsimim var benim 'Sonbahar.' Arada bir de yaz geliyor gibi oluyor hemen kayboluyor. Kışlarım çok çetin. Güneşi yakalamak için uğraş veriyorum her gün, iliklerime kadar hissetmek istiyorum sıcaklığını. Ne olursun biraz daha kal diyorum, biraz daha ısıt içimi. İnan sen ne zaman kaybolsan kara bulutlar çöküyor üstüme, sağanak yağıyor her yanıma duygular. Islanıyorum, üşüyorum... 
Peki ya başkasının güneşiyse artık? Kara bulutlar daha fazla toplanıyor tepeme, ufukta belli belirsiz karlı dağların tepeleri görünüyor. Biraz sonra yağmur damlaları irileşiyor, beyaza dönüyor, sertleşiyor, can yakıyor. Göz yaşlarım buz gibi olan yüzümden aşağı doğru kayıyor yavaşça, ince ince çenemde toplanıyor. Gözlerim güneşimi arıyor, çok uzaklardan aydınlattığı yerleri görüyorum. Başkalarını ısıtırken, içim üşüyor, ölüyorum.



----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Tenimde ışılda yeniden, aşkımı tazele, gözlerim ışıklar saçsın. 
Çok zor bir şey değil, başka diyarlarda ışığını tüketme, yazık etme kendine. 
Sana yakışanı yap, rüzgarlara aldırma, sol tarafının sesini dinle. 



-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Nil İpek - Gömülür - https://www.youtube.com/watch?v=AZd4k9OTjdA
Bu Kadar İnsan Yalnızken - Kaybeden - https://www.youtube.com/watch?v=NdkwKmTTrXg


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

'ELALEM NE DER?'

Eminim sizin de annenizin, babanızın, akrabalarınızın sizin çok heveslendiğiniz bir şey için, sizi engellediği zamanlar olmuştur. Çünkü '...