19 Haziran 2018 Salı

''PSİKOLOJİK EĞİTİM - 1.AİLE''

Her şeyin berbat olduğu, sınav sisteminin, eğitim sisteminin, insanların hatta ve hatta bazı kitapların insanlara bir şeyler öğretmek, kazandırmak dışında gereksiz bilgilere yer verdiği bu dönemde psikolojim yerinde diyen insan neredeyse yok.
Olan varsa da tebrik ederim, kendini bütün bu yaşanan felaketin içinde izole etmiş demektir.
Öncelikle psikoloğa gitmekte hiç bir sorun yok hatta gerçekten kendinize yetemeyecek düzeydeyseniz, kendinize zarar vermeye başladıysanız gitmelisiniz fakat insan için en iyi psikolog yine kendisidir. Birinin sizi yönlendirmesine ihtiyacınız varsa gidersiniz, size akıl verir, yönlendirir bunu yapmak ise yine size kalan bir şeydir.
Ayrıca psikoloğa gidiyorsanız asıl sorumlu siz değil, sizi o hale getiren kişi-olay bundan sorumludur. Kim kendi isteğiyle depresyona girer ki? Kim göz göre göre ruhsal bunalıma sürükler kendini? Kimse.
Biri size bir şeyler yapmış, bir şeyler -kötü şeyler- yaşatmış olmalı ki siz hayat savaşınızı veremeyecek hale gelmiş olasınız.
Bu eğitimi kabaca 3'e ayırabiliriz.
1.AİLE
2.ARKADAŞLAR
3.KENDİNİZ
O halde 'Aile' ile başlayalım.

1.AİLE:


Çocuğum neden şiddete eğimli?
Neden derslerinde başarılı değil?
Neden bu kadar sorumsuz?
Bütün aileler çocuklarının iyi yerlere gelmesini ister fakat bunun için de çocuklarını sorgularlar hatta ve hatta küçük yaşlarda psikoloğa götürmeye başlarlar.
Bana kalırsa çocuklardan önce ebeveynler psikolojik destek almalı.
Çocuğunuz neden şiddete eğimli? Çocuk her şeyi ilk olarak ailesinden öğrenir, ailesinde görür. Çocuk şiddete tanık olmalı ki onu öğrenmeli, görmeli, bilinçaltına işlemeli çünkü 'Şiddet, şiddeti doğurur.'
Anne ve babası 'düzgün' bir şekilde ayrılmamış olan kişilere bakın. Hep ilişkilerinde korkuyla adım atarlar, güvenemezler çünkü onlar 'kötü ayrılığa' tanık olmuş olurlar. 
İşte yine burada asıl mesele 'Anne ve Baba.' Onlar ne kadar düzgün ayrılırlarsa çocukta o kadar az etkilenir bu durumdan.
Maalesef ki kadına şiddetin -ister psikolojik olsun ister fizyolojik- fazla olduğu bu dönemde kadın kendine eş aramaktan çok çocuğuna iyi bir baba olacak erkek arar oldu. Aşk her zaman sağlıklı olamıyor çünkü. 
Çok aşıksınız, evlendiniz ve çocuğunuz oldu. O aşık olduğunuz adam 'sizin, birlikte yaptığınız' çocukla pek ilgilenmiyor ve üstüne ağlamasından, sesinden şikayet ediyor. İstediğiniz kadar aşık olun ama o çocukta artık bundan etkilenmeye başlamış olacak. Kadın, anne olduktan sonra kendisinden çok çocuğu için yaşamaya başlar. Kendi kanından, canından olan bir canlı için yaşamak istemesi çok doğal. 

Aşık olduğu adamdan gördüğü şiddeti kendi kaldırabilir ama bu şiddete çocuğu da ortak olursa işte durum orada değişir. O küçük kız çocuğu artık hiç bir erkeğe güvenemeyecek hale gelir, onun için baba kavramı 'güvenli bir liman' olmaktan çıkar, bambaşka bir şey olur. Korkunç bir şey olur ve babasından kaçıp kendine güvenli bir liman ararken tehlikeli sularda yüzmek zorunda kalır. 


İşte bu noktada küçük kızınız büyüdüğünde aşık olacağı insanda hep eksik hissettiği, güvenilir baba figürünü arar. Yani kendinden büyük insanlara yönelir, güven arar, onu koruyacak, sımsıkı sarılabileceği kollar arar. 
Peki bunun sebebi ne? Ailesi, babası. 
Bu küçük kızın psikolojik destek alması gerektiğinde bu kimin yüzünden olacak? Yine babası.
Yanlış yollara saparsa, kendinden yaşça büyük insanlara aşık olursa neden olacak? İçindeki baba eksikliğinden olacak. 
Herhangi bir erkek ona sesini yükselttiğinde korkacak, koskoca kadınken küçücük bir kız çocuğuna dönüşecek, babasının annesine yaptıklarını hatırlayacak ve kimseye güvenemeyecek. Tartışmalardan hep kaçacak, sonu şiddete dönüşen ilişkilerden korkacak...

Peki erkek çocuğuysa? İki yolu var; ya babasını örnek alıp 'şiddet şiddeti doğurur' savıyla hareket edip kendisi de ilerde başka kadınlara şiddet uygulayacak ya da annesini koruyarak geri kalan hayatını şiddet gören kadınları korumaya adayacak. 
İkisinin de ortak noktası nefret ettikleri 'babaları' olacak.

Ya tam tersi ise, anne ilgisizse? Çocuk annesinin, babasını aldattığını gördüyse? 
Erkek çocukları bu sefer anne rolü arayacak hayatında. Hiç bir kadına güvenemeyecek, her kadında annesini görecek. 



Kız çocuklarıysa; 'Sorunlu baba- erkek çocuğu' ilişkisinden farklı olarak -genellikle- örnek almak yerine çok iyi bir anne olmak için çabalayacaklar. 


Yapılan araştırmalara göre istatistikler aynen bu şekilde, bilinenler bu kadar çokken bilinmeyen kısmını düşünmek bile istemiyorum. 
Kısacası eğitim her yönden aileden başlar. Önce 'Anne ve Baba'lar psikolojik destek almalı ve çocuklarına nasıl davranmaları gerektiğini öğrenmeliler.
Çocuklarınıza her yaptıkları için kızarsanız, çocuğunuz yaptıklarını sizden gizlemeye başlar ve bu da onun başına işler açmasına sebep olur. Sorumlusu kendisi değil, sizsiniz. Hangi çocuk yalan söylemek ister ki? 
Çocuklarınızı bu kötü dünyada güzel yetiştirin. Yarınları, geleceği aydınlatacak gençler yetiştirin ki ışıklarıyla başkalarını da aydınlatsınlar. 
Markette, parkta ailesi tarafından baskılanan çocuklara yardım etmeye çalışın. Ailesini uyarın. Karışın, buna karışın işte.
Kimsenin dövmelerine, giyimine, düşüncelerine karışmayın ama onlara karışın.
1 kişi, 1 kişidir ki bu aslında bir nesil eder. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

'ELALEM NE DER?'

Eminim sizin de annenizin, babanızın, akrabalarınızın sizin çok heveslendiğiniz bir şey için, sizi engellediği zamanlar olmuştur. Çünkü '...